İbrahim Toraman.20 Kasım 1981 Sivas doğumlu oyuncu, futbola Sivas DSİ sporda forvet olarak başlamış daha sonra defansif özellikleri ağır basmış ve savunma oyuncusu olmuş.Amatör olarak çıktığı maçlarda Gaziantepspor'un dikkatini çekmiş ve tüm altyapı takımlarında 7 sezon geçirdikten sonra Fenerbahçe'ye imza atmak üzereyken son anda Beşiktaş ile sözleşme imzalamıştır.
Asıl mevkisi stoper ama zaman zaman sağ bek ve ön liberoda oynayabiliyor.Kesici özellikleri iyi ama topu oyuna sokması ve sezgileri kötü.Kademe anlayışı yok denecek kadar az.Özverili ve takımı adına her şeyini ortaya koyan savaşçı tipik bir Türk futbolcusu.Fatih Terim O'nu ikinci milli takım serüveninde bir kaç maç haricinde kadroya çağırmadı.Bazı spekülasyonlar duyduk, medyadan okuduk falan filan.Peki neden kimse Toraman'ın futboluna bakıp ta seçilmedi diye yorumlamadı.Sayın Hiddink'te kendisini kadroya çağırmadı.Nedeni ise; bana göre, İbrahim Toraman'ın ortalama bir oyuncu olmasıdır.Yazının başında da söyledim birkaç farklı mevkide oynayabiliyor fakat hiçbirinde tam değil.İşte bizim sorunumuz da burada başlıyor.Frank Rijkard'ın dediği gibi ''sizde her şey var ama tam değil.''İbrahim Toraman ve bir çok oyuncumuzun sorunu bu her şeyden az var ama tam değil...
Kendimizi geliştiremiyoruz.Yeni oyuncu yetiştiremiyoruz. Hep tartışıyoruz bu sorunumuzu, medyada ve hemen hemen her platformda.Hala çözebilmiş değiliz.Hala Almanya'nın bizim için yetiştirdiği futbolcularla kadromuzu kuruyoruz.Süper lig takımlarının neredeyse tamamında gurbetçi oyuncuların çokluğu gözümüze batıyor.28 yaşındaki Semih'e hala genç golcü diyoruz.Kendi ülke sınırlarımızda doğup yetişen ve Avrupalı dev kulüplerin herhangi birinde oynayan kaç oyuncumuz var acaba? Japonya Ligi bu sezon Almanya Bundesliga'ya 9 oyuncusunu gönderdi.Türkiye'den ise sadece Umut Bulut(Fransa takımı Touluse'a).O da eminim gelecek sezon tekrar dönecektir ligimize.Yetenek olarak hiçbir ülke futbolcusunun gerisinde değiliz.Hatta bazılarının önündeyiz.Fakat yetiştirme ve pazarlama sorunumuz var.Profesyonellik anlayışımız yok.Oyuncularımızın hemen hepsinde bir üç büyükler sevdası...Nuri Şahin 4 dil bilmesine rağmen İspanyolca kursuna gidiyor.Beğenmediğimiz Arap kökenli oyuncular şakır şakır ingilizce ve fransızca konuşuyor.Avrupa ya transferi gündemde olan Arda'nın kaç dil bildiğini ya da öğrenmeye çalıştığı hakkında hiç bir yazı okumadım.İşte burda da vizyon sorunumuz ortaya çıkıyor.Kulüplerimiz kalitesiz yabancılara dünyanın parasını ödüyor.Her sene takımlarımız ortalama en az 10 oyuncu transfer ediyor.Ya tutarsa mantığı ile takım yöneten teknik adamlara sahibiz.(Bakınız Ziya Doğan.Geçen sezon devre arasında neden bu kadar çok oyuncu alıyorsunuz sorusuna verdiği cevap:Tutarmı diye düşünerek transfer yaptık, ama olmadı.)Nasrettin Hoca hesabı.Çok transfer yaparak ve kötü yabancı oyuncu alarak Türk oyuncuların önünü kestik onların yetişmesini engelledik ve bugün iç piyasada futbolcu bulmak çok zor ve pahalı oldu.Türk futbolcusu da burda suçludur.Hasan Kabze bu konuda iyi bir örnek teşkil ediyor.Kendisi Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra kolay olanı (Türkiye'de kalmak) tercih etmedi ve Rusya'da kendisine iyi bir kariyer yaptı.Şuanda Fransa da oynamakta.Keşke Semih'te zor olanı seçseydi ve Deportivo ile anlaştığı üzere gidip İspanya 2.Liginde oynasaydı.Fakat o burda yedek kulübesinde oturacağını bile bile kalmayı tercih etti.Belkide 2.ligde oynayınca klasının düşeceğini düşündü.Bilemeyiz...
Son olarak sorunlarımız çok hala bir oturmuş sistemimiz yok.Bu sistemsizlik içinde yinede milli takımlar düzeyinde önemli başarılarımız var buda ayrı bir yazı konusu.Burda amacımız İbrahim Toraman'ı eleştirmek değil zaten haddimizde düşmez.Tipik bir Türk futbolcusu örneği adına İbrahim Toraman'ı yazdık.Kendisine saygılarımızı sunuyoruz.
0 yorum:
Yorum Gönder