Kimilerine göre taktik dehası, kimilerine göre kibir abidesi.Bana sorarsanız, futbol zekası üst düzey olan ama egosu ve kibri her şeyin önüne geçen bir kişiliktir Jose Mourinho.Az zamanda çok iş başarmıştır.Premier Lig, Seria A ve Portekiz Ligi şampiyonlukları vardır kariyerinde.UEFA Kupası ve iki farklı takımla Ş.Ligini kazanmıştır.Taktik dehasıdır, yenilmeyi hazmedemeyen bir futbol ustasıdır.Katalanlara göre ise sadece tercümandır.Belki de bu yüzden Barcelona maçlarına iki kat daha hırsla çalışır Jose.Belki de kendisini küçümsemelerinden dolayı Barcelona maçlarına daha fazla bilenir.Tribünlerden ''Tercüman'' diye hitap eden Katalanlara inat kazandığında çocuklar gibi sevinmesi belki bu yüzdendir.Ama ne olursa olsun Barca'yı O bile durduramamıştır.
Geçtiğimiz hafta El Clasico haftasıydı.Bir Real-Barca kapışması daha geride kaldı.El Clasico'dan sanki Clasico'ya bir geçiş oldu son zamanlarda.Sürekli Barca'nın kazanması artık bir geleneğe dönüştü.Asıl ilginç olanı ise, Barca'ya karşı olan kinini her fırsatta kusan Mourinho'nun maç sonu toplantısında gayet sakin ve serinkanlı olmasıydı.Hakeme çatmadı, rakiplerine çatmadı.Sanki, Levante'ye, Real Betis'e ya da Osasuna'ya kaybetmiş gibi bir duruşu vardı basın mensuplarının karşısında.Herkes şaşırtan bu duruşu sergileyen Mourinho'muydu gerçekten.O kibirli adam gitmiş, yerine ise bazı gerçekleri daha iyi kavramış bir Mourinho gelmişti.Fazla belli etmese de Barcelona Felsefesi O'nun bile dengesini bozmuştu.Bir El Clasico daha hezimetle sonuçlanmıştı.Ve yine başaramadı kibirli insan Jose Mourinho.
La Liga'da son 15 şampiyonluğun 12'sinde Real ve Barca'nın olması ve son senelerde lig şampiyonu olacak takımı bu ikilinin kendi aralarında oynadıkları maçların belirlemesi iki tarafıda gerginleştiren faktörlerin başında geliyordu.Tabi bu faktörlere birde Jose Mourinho'nun Barca'ya sataşmaları ve kibirinide eklemek gerek.Hal böyle olunca maçlarda gergin bir atmosferde geçiyordu.Öyleki bu gerginlik iki tarafada olumsuz yansıyor hemen her maçta kırmızı kartlar çıkıyor ve çok şaşırtıcı demeçlere rastlıyorduk.Lakin bu maç diğerlerinden faklı oldu.Nasıl ki Jose Mourinho çok serinkanlı bir duruş sergilediyse, Pep'de O'na karşılık verircesine maçta Real'in çok iyi oynadığını ve kazanmalarının çok büyük bir başarı olduğunu dile getirdi.
İki teknik adamda son derece mütevazı bir şekilde maçı değerlendirdi.Oysaki Real hem maça iyi başladı hemde golü erken buldu.Barca'da erken gelen golden sonra 3'lü savunmaya dönerek kanatları iyi kullanan Real Madrid'e maçı kazanma fırsatını fazlasıyla verdi.Real Madrid için büyük bir fırsat doğmuştu.Kazansalar belkide psikolojik üstünlük onlara geçecekti ama olmadı.Bu seferde Katalanlar kazandı.Barca'nın usta ayakları ve Real Madrid'in kaybetme psikolojisine erken bürünmesi, bir El Clasico'nun daha Katalanların lehine sonuçlanmasına yol açtı.Real Madrid'in dünyanın parasını harcamasına rağmen Barcelona'ya karşı her sene kaybetme modası bu maçta da devam etti.Madrid'in General Franco zamanında Katalanlara karşı sağladığı üstünlük her geçen sene eriyip gidiyor.
Real Madrid'in, geçen seneki 7 El Clasico'dan sadece 1 tanesini kazanması ve bu sene kazanabilecekleri bir maçı kaybetmeleri gerçekten düşündürücü.Peki ya biz futbol severler...El Clasico sonrası görüştüğüm tüm arkadaşlardan aynı şeyi duymak banada düşündürücü geldi.Futbol severlerin çoğu, artık Barcelona maçlarını izlerken keyif almadıklarını dile getiriyor.Evet hemen her maçta bol gol atan, (5-6 gol atan) futbolda O'nu tarif edecek bir kelime bulamayıp uzaydan geldiği ortaya atılan Messi'li Barcelona, artık izleyenleri sıkan bir takım olma yolunda. Hemen hemen her futbol dergisinde, Barcelona'yı nasıl durdurabiliriz makaleleri okumaya başladık.Hatta dahada ileri gidip bu dünyadan olmadıklarını uzaylı olduklarını konuşur olduk.Önceleri total futbol oynadıkları ve defansif sıkıcı futbol anlayışını benimsemedikleri için övdüğümüz Barcelona, bugün bol gol atıp hemen her maçı rahat bir şekilde kazandığı için sevimsiz görünmeye başladı bizlere, yada bazı futbol severlere.
Bir dönem sahadaki müthiş performanslarından dolayı iple çekilen Barca-Real maçları bile eskisi kadar heyecan vermez oldu.Hemde tv de ücretsiz izlediğimiz halde.Ben bile sahadaki oyundan çok, maç sonundaki röportajları merak eder oldum.Bir Messi-Ronaldo kapışmasını çokta umursamaz oldum.Mesela maçtan sonrada Mourinho'dan çok farklı açıklamalar beklerken O'nda bile bir umutsuzluk vardı.Yüzündeki endişe Barcelona'nın önlenemez yükselişini işaret eder gibiydi.İçindeki kazanma hırsı gitmiş, yerine yenildiğimiz takım şu anda dünyanın en iyi takımıdır ifadesi yerleşmiş gibiydi.Four Four Two Kasım sayısında Barcelona'nın nasıl durdurulacağı hakkında 10 tane farklı spor adamının görüşünü almışlardı.Dikkatimi fazlasıyla çekmesi 10 farklı spor adamının 10 farklı görüş bildirmesi.Kimisi kaleci, kimisi teknik direktör, kimisi yorumcu, kimisi defans oyuncusu filan.Bu soru 20 farklı kişiye sorulmuş olsa idi eminim ki yine 20 farklı cevap alınabilirdi.Düşünebiliyor musunuz , bir takım ve ona karşı nasıl galip gelinebilir diye 20 farklı görüş bildiren spor adamı.Aslında bu bile bize bir çok şeyi anlatıyor.
Peki sadece biz miyiz endişelenen.İspanya Futbol Federasyonu'da en az bizim kadar endişeli.Şuanda La Liga Barca, Madrid ve diğerleri şeklini almış durumda.Hem de korkutucu boyutlarda.Tabi Real Madrid oyun felsefesi ile daha Barca'yı yakalayamadı ama maddi imkanlarından dolayı şu anda sadece enselerinde ufak bir korku hissettirmekteler.Federasyon yetkilileride buna bir nevi çare aramakta.Mesela naklen yayınlar için havuz sistemini düşünüyorlar.Naklen yayın pastasından diğer kulüplerinde daha fazla faydalanıp ekonomik olarak güçlenmelerini düşünüyorlar.Bir çoğu borç içinde yüzen La Liga kulüplerinin şu andaki ekonomik durumları pek iç açıcı değil.Arap sermayesi el atmaz ise bir çoğu iflas edebilir.Futbol olarak zaten Barca bir çoğunu 5-6 hatta 7-8 leyip iflasa doğru bir hayli sürüklemiş durumda.Yani şu anda İspanya Ligi'nde Real Madrid dışında rakipleri yok gibi.Son zamanlarda alınan sonuçlara bakınca Real Madrid'de Barcelona'ya karşı çok rakip sayılmaz duruma doğru ilerlemekte.Avrupa'ya baktığımızda ise Barca'ya karşı en güçlü rakip olacak olan takım M.United gibi duruyor ama son iki Ş.Ligi Finali'ni dikkate aldığımızda, burda da kafalarda bir soru işareti oluşuyor.
Futbol Tarihi'ne baktığımızda, kimi zaman West gibi, Puskas gibi, Cruyf gibi, Eusebio gibi, Cantona gibi, Baggio gibi,
Hugo Sanchez gibi, Alfredo di Stéfano gibi, Escudero gibi bireysel yetenekli futbolcularla, kimi zamanda diktatör kralların oyunlarıyla bir çok takım senelerce başarılar elde etmiş.Günümüz futbolunda ise Barcelona hegomanyasını, bireysel yetenek ya da diktatör kralların oyunlarıyla açıklayabilmemiz çok komik olur gibi.Mesela İbrahimovicMasia kapanmadığı sürece ki kapanmaz, o zaman uzun bir süre bu temelleri sağlam başarı hikayesini tartışır dururuz.Yada uzaylı hikayeleriyle kendimize yeni bir bakış açısı aramak zorunda kalırız.