31 Mart 2012 Cumartesi

Miy : 0 - Karabükspor : 2 // Kırmızı Şeytanlar Tribün Şov

Maalesef dün yine bir iç saha travması yaşadık.Özellikle Nurullah Sağlam döneminde iç saha fobimiz hortladı.Dün yine vasat ve isteksiz bir futbol, ruhsuz futbolcular topluluğu izledik.Söylenecek yada yazılacak çok şey var ama şimdilik kısa kesip dünkü maçta Kırmızı Şeytanlar'ın görsel şovunun bizlerde bıraktığı tadın keyfini çıkaralım.Geniş analiz ve bir çok bilinmeyen olayları ilerleyen saatlerde sizlerle paylaşacağım.Şimdilik bu kadar.

27 Mart 2012 Salı

Akşamcıların Prestij Mücadelesi!

26 Mart 2012 Pazartesi

Samsunspor : 2 - Mersin İdman Yurdu : 1 Bireysel Hatalar ve Finali Yapamamak!

İki hafta önce Manisaspor, dün ise Samsunspor.İki takımda zor günler geçiren süper lig takımları.İkiside zor günler geçiren Anadolu takımları.İkisine de hayat veren biz Mersin İdman Yurdu...

Nasıl mı?
Önce Manisaspor'dan başlayalım.Bizim maçtan önce matematiksel olmasa bile spor kamuoyunca küme düşmesi hemen hemen kesinleşmiş, futbolcuları ruhsuz bir durumda bir takım görüntüsü vardı.Uzun zamandır kulüpten para alamadıkları için huzursuzlardı.Zaten maçıda izleyenler hemen fark etmişlerdi Manisaspor'un bitmiş ve tükenmiş halini.Ve biz o maçta iki bireysel hatayla 2-0 gibi net bir skorla mağlup olduk.Yensek Manisaspor'un gardı iyice düşecek ligde kalmaya dair hiç bir umutları kalmayacaktı.Biz ise kazandığımız taktirde play-off lara kalma adına çok büyük bir avantaj elde edecektik.Olmadı elimize gelen fırsatı değerlendiremedik.Kazanamadığımız gibi sahaya iyi bir oyunda yansıtamadık.

Manisaspor karşılaşmasından sonra İbb maçını kazanıp play-off için tam umutlanmışken, dün de Samsunspor karşısına çıktık.Rakibimiz hafta içi kupa mücadelesine çıkmış ve 3-0 gibi net bir skorla mağlup olmuş, yorgun, moralsiz, çok önemli 4-5 oyuncusunu cezalı ve sakatlığa kurban etmiş ve elindeki en önemli oyuncusu olan Zenke'yi de disiplinsiz davranışlarından dolayı kadro dışı bırakmıştı.Ligdeki konumu tribünlere yansımış ve en önemli avantajı olan taraftar desteğini kaybetmişti.Gelen taraftarlar ise ( hepsi değil ama bir grup) sadece futbolculara küfür etmek için gelmişti.Şartlar tamamiyle bizim lehimizeydi.Tek yapmamız gereken maça konsantre olmaktı ama yine yapamadık.Maçın hemen başında bireysel hatalarımızdan dolayı 2 net pozisyon verdik.Ardından ne kadar ofsaytta olsa kalemizde golü gördük.Golün şokunu atlatamadan bu defada bireysel bir tepkiden ötürü 10 kişi kaldık.Ardından yine bireysel bir hata ve ikinci sarıdan kırmızıyı yiyerek sahada 9 kişi mücadele etmek zorunda kaldık.Maçın sonucu ise 2-0.

Haftalardır boş kalelere gol atamayan Ekigo bize attığı iki golle bir anda kendine transfer pazarı yarattı.Bizim sayemizde önce Manisa, dün de Samsunspor ligde kalmak adına ümitlendi.Manisaspor dün itibariyle matematiksel olarakta küme düştü ama biz bunu 2 hafta önce daha rahat bir şekilde yapabilirdik.Lige Mersin İdman Yurdu damgasını daha SAĞLAM vurabilirdik.Dün hakem hataları alehimizeydi ama bizde futbol adına sahaya bir şeyler yansıtamadık.10 kişi kaldığımızda hatta 9 kişi kaldığımızda dahi gol pozisyonlarımız vardı ama ruhumuz maalesef sahada değildi.Dün Mesut Bakkal'ın maç sonunda söylediği gibi, bu maç 11'e 11 oynansa bile kazanan yine Samsun olacaktı.Çünkü inanan onlardı.Biz ise onları çok hafife alan bir ruh halindeydik.

İki final maçı sayabileceğimiz karşılaşmayı kazanamadık.Daha önceki final müsabakalarında kaybedeceğimiz bir çok şey vardı ve onları kazandık.İnandık çünkü ve inanarak kazandık.Manisa ve Samsun deplasmanlarında ise daha rahat bir ruh haline büründük ve kaybettik.29 sene sonra çıktığımız süper ligde belkide ilk defa düzenlenen play-off lara kalabilecektik ama bireysel hatalarımıza yenildik.Bu bize ders olsun ve futbolcularımız burdan gerekli dersleri çıkarsın.Sadece futbolcularımız değil teknik ekibimizde...

Not:Bu kaç oldu bilmiyorum ama kırmızı kart hastalığına artık bir çare bulmalıyız.Bu maddi ya da manevi bir şekilde çözülmeli artık.

21 Mart 2012 Çarşamba

Mersin İdman Yurdu Marşını Arıyor


Tribünleri ayağa kaldıracak, kulübe olan sevgiyi anlatacak yepyeni bir Mersin İdmanyurdu Marşı üretilmesine yönelik çalışmalar sürüyor.
Yapılan çalışmalarda taraftarların da beklentilerini dikkate alabilmek için yarışma düzenlemeyi kararlaştıran kulüp yöneticileri, taraftarları ''beyin fırtınası'' yapmaya çağırdı. Taraftarları yazacakları söz ve hazırlayacakları bestelerle katılabileceği yarışmaya, 31 Mart'a kadar başvuruda bulunulabilecek. Bireysel veya en fazla 5 kişilik gruplarca hazırlanacak marşın ses kaydı ve sözlerini ''meric@miysporlife.com'' adresli e-mail adresinden teslim alacak olan kulüp yöneticileri, en beğenilen marşı gelecek ay yayınlanacak kulübün dergisinden açıklayacak. Kulüp yöneticileri, kabul gören marşın sahibi veya sahiplerine ödül olarak, hayranı oldukları futbolcularla vakit geçirmesini sağlamayı vaat ediyor.

Sonses.tv

20 Mart 2012 Salı

Kendi Düşen Ağlamaz...Samsunspor

Günümüzde Süper lig olarak tanımladığımız ligde 28 sezon mücadele eden ve 23 hafta gibi rekor bir süreyle liderlik koltuğunda oturan, lig tarihinde en fazla puan toplayan 9. takım olan ve bu kategoride 4 büyüklerle yarışan, Türk futboluna sayısız yıldız futbolcu ve gol kralı kazandıran, Türk futbol tarihinin köklü kulüplerinden Samsunspor, büyük bir mucize olmadığı taktirde 3 hafta sonra bu sezon çıktığı lige tekrar elveda diyecek.Bugüne kadar 6 kez veda ettiği lige bu sezon tekrar çıkan ama ilk sezon sendorumunu yaşayan kulüpler arasına adını yazdıran kulüplerden olacak Samsunspor.

En üst lige en son 2005-2006 sezonunda veda etmişti Samsunspor.Ertuğrul Sağlam ile iki sezon çok iyi direnmiş ama ekonomik zorluklara daha fazla dayanamayıp lige elveda demişti Karadeniz ekibi.Ardından gelen 2006-2007 sezonuda onlar için çok iyi geçmedi.Bir çok oyuncusunu kaybeden ve ekonomik zorluklarıda peşinden getiren Samsunspor ligi 10. sırada tamamladı.Ardından geçen kabus gibi 2 sezon daha geçirdiler.Bu 2 sezonda zor kümede kalıp ligi 2 kez 15.sırada tamamladılar.2010-2011 sezonu ise Samsunspor için farklı geçecekti.Önce takımın başına Sakaryaspor'dan ayrılan Hüseyin Kalpar geçecek, sonrasında takımda huzursuzluk çıkaran oyuncuları kadrodan temizleyeceklerdi.Bunun mükafatını ise sezonun ilk yarısını 4.sırada bitiren takım sezonun ikinci yarısında çok iyi maçlar çıkarıp süper ligi haftalar öncesinden garantileyerek alacaktı.

Peki sonrasında ne oldu dersiniz.Bir önceki sezon Bucaspor'un yaptığını bu sezon başında da Samsunspor yaptı.Oysaki Bucaspor'un düştüğü sezon önlerinde çok iyi bir Karabükspor örneği vardı ama Samsunspor çetrefilli bir yola girmeyi tercih etti.Sezon başında teknik direktörde dahil 12-13 kadar transfer yapıp, 10 kadar oyuncuyla yolların ayırdılar.Oysa Hüseyin Kalpar çok zor durumda aldığı takımı çok iyi yerlere getirmişti.Süper ligde de yeterli tecrübeye sahipti.Bir şansı hak ediyordu.Olmadı.Süper lig öncesi kongre yapan Samsunspor'da İsmail Erkut Tutu görevi Kazım Yılmaz'a devretmişti.Sanırım bu değişiklik zorlu yolun başlangıcı oldu.Yeni yönetim ilk icraat olarak tecrübeli hocayı takımdan gönderdi.Ardından önceki sezon Şampiyonlar Ligi ön eleme maçlarında Fenerbahçe'yi saf dışı bırakan Sion'un hocası Petkovic'i takımın başına getirdiler.İkinci yanlışıda burada yaptılar.Hoca hem yabancı ve ligimizi tanımıyordu hemde oynattığı sistem bize göre çok aykırıydı.Üçüncü yanlışıda Adnan Sezgin gibi mimli ve her kesim taraftarın tepkisini her platformda üstüne çeken bir ismi genel koordinatör yaptılar

Sezonun ilk maçında G.Birliği karşısında ilk yarı çok iyi oynayıp 3-0 gibi net bir skoru yakalamışlardı ama ikinci yarı yedikleri 2 gol ve kötü futbol onlar için bu sezonun ne kadar zor geçeceğine bir işaretti.Petkovic maçın ilk yarısında ne kadar Avrupai bir hoca olduğunu kanıtlasa da maçın ikinci yarısındaki performansı bu ligi tanımadığına çok iyi bir delildi.Ardından 10 hafta üst üste kazanamadılar.12 haftada Antalyaspor karşısında aldıkları galibiyetin ardından 3. galibiyet için 8 hafta daha beklemek zorunda kaldılar.Ligin ilk yarısı biterken takım ligde 2 galibiyet 6 beraberlik ve 9 mağlubiyet alarak 17.sıradaydı.Spor medyası Samsunspor'un Petkovic ile yollarını ayıracağını düşünürken yönetim hocasının arkasında olduğunu belirtti ve 12 oyuncusunu gönderip 5 yeni transfer yaptı.Ligin ikinci yarısı başladı ama yönetimin bu hamleside tutmadı.

Tutmazdı elbette çünkü dünyanın hiç bir kulübünde bu kadar çok oyuncu transferi gerçekleştirip takımın kimyasını baştan aşağıya değiştiren takım başarılı olmamıştı.Kolay olan yolu değilde zor olan yolda ilerliyordu Samsunspor.Bu tabi biz Türklere özgü bir politika.İyi örnekler burnumuzun dibinde dururken biz kendi kafamıza göre takılırız.Biz free bir ülkeyiz nede olsa.Her neyse.İkinci yanlışta oyuncu tercihlerinde oldu.Geçen sezon takımda çok iyi bir ikili olan Zenke ve Agbetu bu sezon düşünülmedi.Sonradan oyuna girerek takımın çehresini değiştiren ve skora direk etki eden Abdulaziz Solmaz maalesef takımda tutulamadı.Yaşı ilerlemiş olsa da orta sahada takımın yükünü çeken Hakan Bayraktar'da gönderilen oyuncular arasındaydı.Takımda tutulan Zenke'den ise çok faydalanma yoluna gitmediler.Aldıkları oyuncular ligimizi tanımayan oyuncular olunca beklenen performans bir türlü gelmedi.Özellikle Bance üzerinde çok durdular ki buda Samsunspor'a çok zaman kaybettirdi.Sezon başında Bance yerine Gekas alınmış olsaydı bugün daha farklı olurlardı.

Şimdi Samsunspor'un yaptığı hataları daha iyi anlamak için onlarla beraber bu sezon lige çıkan diğer iki takımımıza bir göz atalım.Öncelik tabiki Mersin İdman Yurdu'nun.Bunun sebebi benim tuttuğum takım olduğu için değil ligi şampiyon bitirdiği için.Neyse övgüyü bırakıp konumuza dönelim.Mersin idman Yurdu'nun sezon öncesi politikası, bu ligi bilen tecrübeli oyunculardan kurulu bir takım oluşturmaktı.Bu minvalde önce Gaziantep sonrada Beşiktaş'ı çok iyi bir bahçe olarak kullandı.Hem yabancı tercihi hemde yerli oyuncu tercihi son derece yerindeydi.Özellikle ligimizdeki gol yollarındaki kısırlığı düşünerek Nobre alındı.Nobre'de attığı çok kritik gollerle takımına extra katkı sağladı.Orduspor ise Mersin İdman Yurdu'ndan farklı bir politika izleyerek maliyetli ama kaliteli isimlere yöneldi.Cluio, Stancu, Yalçın Ayhan, Hakan Özmert ve Fatih Tekke gibi ligimizin önemli isimlerinin yanına Gosso gibi çok kaliteli bir yabancı oyuncu kattı.Yeni çıkan her iki takımda başarılı bir takım iskeleti oluşturup mevcut teknik adamlarıyla yola çıkmanın meyvesini ligin ilk yarısında topladılar.Belki ligin ikinci yarısında performansları düştü ama ilk yarıdaki topladıkları puanlarla Samsunspor'a göre daha çok yol kat etmişlerdi.

Şimdi Samsunspor'un sezon öncesi aldıkları oyunculara bir göz atalım;
  • Vladimir Petkovic (Young Boys)(Teknik direktör)
  • Burak Çalık (Altay)
  • Egidio Arevalo (Botafogo)
  • Pal Lazar (Videoton Fehervar)
  • Selim Teber (Kayserispor)
  • Armağan Kuş (Kayserispor)
  • Serdar Gürler (Sochaux)
  • Andre Luiz Bahia (Feyenord)
  • Hakan Arslan (Güngören Bld.)
  • Banel Nicolita (Steaua Bucuresti)
  • Valdomiro Dıarte Macedo ( Vitoria Setubal)
  • Atilla Özmen (Bucaspor)
  • Ekigho Ehiosun (Warri Wolves FC)
  • Yenal Tuncer (Bursaspor)
  • Mahmut Ertuğrul Taşkıran (Fenerbahçe)(Kiralık)
  • Michael Fink (Beşiktaş)(Kiralık)
  • Mustafa Sarp (Galatasaray)
  • Anıl Dilaver (Galatasaray)(Kiralık)
  • Ergün Teber (Kasımpaşaspor)
  • Aristide Bance (Al Ahli)(Kiralık)
  • Akaki Khubutia (Gaz Metan Medias)(Kiralık)
  • Savaş Yılmaz (Kayserispor)
 Yapılan 21 transferden Fink, Selim Teber ve Mustafa Sarp dışında ligimizi çok fazla bilen bir oyuncu sayamıyoruz.Belki bunlara Yenal, Anıl Dilaver ve Ergün Teber'i ekleyebiliriz.Anıl ve Yenal'ında oynadıkları maç sayısı ortada.

Peki Orduspor'un sezon öncesi aldığı oyunculara bir göz atalım;
  • Fatih Tekke (Ankaragücü)
  • Abdurrahman Dereli (Sivasspor)
  • Sedat Bayrak (Sivasspor)
  • Yalçın Ayhan (Gaziantepspor)
  • Hakan Özmert (KDÇ Karabükspor)
  • Murat Kalkan (Gençlerbirliği)
  • Onur Tuncer (Bucaspor)
  • Abdulkadir Kayalı (Fenerbahçe)
  • Orkan Balkan (SpVgg Unterhaching)
  • Gosso Jean-Jacques Gosso (AS Monaco)
  • João Da Rocha Ribeiro (Vitória Guimarães SC – Kiralık)
  • Juan Emmanuel Culio (Galatasaray SK – Kiralık)
  • Sorin Bogdan Stancu (Galatasaray SK – Kiralık)
  • Miguel Angelo Moita Garcia (Sporting Braga)
  • Saso Fornezzi (SC Wiener Neustadt)
  • Tobias Nickenig (VfL Osnabrück)
  • Emmanuel Osei Banahene (Bechem Chelsea)
  • Marcel Sergio Orpheo Zijler(HNK Rijeka)
  • Wilfried Dalmat (FC Brugge)
 Fatih Tekke, Abdurrahman Dereli, Murat Kalkan, Hakan Özmert, Sedat Bayrak, Yalçın Ayhan gibi süper lig tecrübesi olan oyuncuların yanına, Stancu, Cluio, Gosso ve Fornezzi gibi kaliteli yabancıları eklediler.Ve en önemlisi geçen sezon takımı süper lige taşıyan hocalarına bir şans verdiler.

Şimdi de Mersin İdman Yurdu'nun transferlerine bir göz atalım;
  • Mustafa Keçeli (Bursaspor)
  • Hakan Arıkan (Beşiktaş)
  • Yannick Kamanan (Sivasspor)
  • Erhan Güven(Beşiktaş)
  • Cristian Rodrigo Zurita(Gaziantepspor)
  • Wissem Ben Yahia(Clup African)
  • Ibrahim Sehic (Zeljeznicar)
  • Andre Moritz (Kayserispor)
  • Mert Nobre (Beşiktaş)
  • Kemal Bersis Çanak (Gençlerbirliği)
  • Önder Turacı (Kayserispor)(Sözleşmesi Fesih Edildi)
  • Ferdi Coşkun (Gaziantepspor)
  • Çağdaş Atan (Basel)
  • İbrahim Kaş (Bursaspor)(Kiralık)
  • Beto (Bucaspor)
  • Hakan Bayraktar (Samsunspor)
  • Matthew Amoah (Nac Breda)
Hakan Arıkan, Çağdaş, Mustafa Keçeli, İbrahim Kaş, Erhan Güven, Hakan Bayraktar, Nobre gibi tecrübeli ve şampiyonluklar yaşamış isimlerin yanına, yine ligimizi bilen Zurita, Beto, Moritz gibi yabancıları ve Sehic, Ben Yahia ve Amoah gibi kaliteli yabancıları kadrolarına kattılar.Hepsinden maksimum verim alma yolunda başarılıda oldular.Ayrıca mevcut kadroda, Hasan Üçüncü ve Erman Özgür gibi tecrübelileri kadroda tutarak yola devam dediler.En başta Nurullah Sağlam ile 3 yıllık yeni bir sözleşme yaptılar.




Şimdi 21.hafta itibariyle puan durumlarına bir göz atalım.Neden 21. hafta derseniz Petkovic'in görevine bu haftada son verildi. 





O G B M A Y AV P
1.GALATASARAY A.Ş. 21 14 5 2 40 15 25 47
2.FENERBAHÇE A.Ş. 21 13 6 2 34 17 17 45
3.BEŞİKTAŞ A.Ş. 21 12 6 3 32 19 13 42
4.GENÇLERBİRLİĞİ 21 10 5 6 30 24 6 35
5.SİVASSPOR 21 9 7 5 35 31 4 34
6.TRABZONSPOR A.Ş. 21 9 6 6 33 24 9 33
7.ESKİŞEHİRSPOR 21 9 5 7 21 20 1 32
8.MERSİN İDMAN YURDU 21 7 6 8 21 22 -1 27
9.MEDİCAL PARK ANTALYASPOR 21 7 6 8 17 19 -2 27
10.İSTANBUL BBSK 21 7 6 8 25 29 -4 27
11.KAYSERİSPOR 21 8 2 11 22 25 -3 26
12.BURSASPOR 21 6 7 8 23 23 0 25
13.MANİSASPOR 21 6 7 8 20 23 -3 25
14.GAZİANTEPSPOR 21 5 8 8 18 22 -4 23
15.ORDUSPOR 21 5 7 9 16 24 -8 22
16.KARDEMİR D.Ç. KARABÜKSPOR 21 5 3 13 23 37 -14 18
17.SAMSUNSPOR 21 3 7 11 17 31 -14 16
18.MKE ANKARAGÜCÜ 21 2 5 14 17 39 -22 11





Samsunspor 21 maçta 3 galibiyet, 7 beraberlik ve 11 mağlubiyet alarak 16 puan toplamış.Sıralamadaki yeri ise 17.Orduspor, 21 maçta 5 galibiyet, 7 beraberlik ve 9 mağlubiyet alarak 22 puan toplamış.Sıralamadaki yeri ise 15.Mersin İdman Yurdu ise daha başarılı bir grafik çizerek 21 maçta 7 galibiyet, 6 beraberlik ve 8 mağlubiyet alarak 27 puan toplamış.Sıralamadaki yeri ise 8.




Orduspor ve Mersin İdman Yurdu'da zaman zaman başarısız grafik çizdi ama sezon başı doğru planlama yapmaları onları bu sezon ligde tuttu.Kim bilir belki önümüzdeki sezon bu kaderi onlarda yaşayabilirler.Çünkü burası Türkiye burda yarın ne olacağını kimse bilemiyor.Buna bir örnekte Karabükspor olabilir.Çıktıkları sene Yücel İldiz ile mevcut kadroyu koruyarak ve tecrübeli isimleri kadroya katarak lige başlamış ve ligin sürpriz takımı olmuşlardı.Bu sezon ise yine bize has olan yanlış transfer hastalığına düşüp onlarda çok sıkıntılı günler yaşadılar.Şansları bu sezon onların yanındaydı ama gelecek sezon için ne olur bilemiyoruz. 



Şunuda unutmamak gerekir ki Samsunspor Yönetimi, yanlış teknik ekip, yanlış futbolcu tercihelerini sezonun ikinci yarısının hemen başında düzeltme yoluna gitti ama Adnan Sezgin ile yollarını ayırmakta epey geç kaldılar. 

Ve son sözümüz;


''Futbol için ne kadar yetenekli olursanız olun, doğru teknik adamla çalışmazsanız işler zaman zaman ters gidebiliyor.''

Johan ELMANDER







Saygılarımla...

Onur ERTÜK































18 Mart 2012 Pazar

Miy : 2 - İbb : 0 # Bitsede Gitsek

Güzel bir hava, güzel bir zemin ve hafta sonu.Maç izlemek için bundan daha iyi bir ortam sanırım zor bulunur.Ama tribünlere bakıyoruz beklenen seyirci yok.Peki gelen seyirciler ne yapıyor.Çekirdek çitleyip tiyatro izler gibi maç izliyor.Sahadaki oyuncuyu ateşlemek ise sadece Kırmızı Şeytanlar'a düşüyor.Bu şehrin takımına sadece onlar sahip çıkıyor.90 dakika boyunca susmayan sadece onlar.Diğer taraftarlar ise kendi sahamızda misafir rolünde.

Tribünleri bir kenara bırakıp sahadaki mücadeleye bakıyorum onlarda maç bitse de gitsek havasındalar.Allah'tan maçın başında golü buldukta biraz olsun rahatladık.Rakibimiz geriye düştüğü maçlarda çok zorlanan bir takım olmasa belki 3 puanı zor alırdık.Zaten ikinci golümüzden önce İbb'li Mahmut topu ıskalamasa maç 1-1 bitebilirdi.Dönüşünde Bueno frikikten attı ve maç 2-0 bitti.Bueno takıma katılalı 14 hafta oldu ama ilk defa bir faydası oldu.Attığı gol güzeldi.Haftalar sonra Nduka'yı da sahada gördüm oda başka bir güzeldi.Sehic'te kaldığı yerden devam etti.Bu kaleyi gerçekten hak ediyor.Hakan ne kadar formda olursa olsun Sehic kadar güven vermiyor.

Maç sonunda röportajlarda ise Nurullah Hoca play-off şansımız sürüyor dedi.Bir hedefimizin olması güzel ama bunu sahadaki mücadeleye de yansıtmamız lazım.Maçta güzel olmayan şeylerde yaşandı.Burak Yılmaz'ın en çok korktuğu ve futbol severlerin ''kasap'' olarak nitelediği İbb'li defans oyuncusu Zayette'nin kolu kırıldı.Kendisine acil şifalar diliyorum.Bir başka üzücü olay ise Joseph Boum'un sakatlanarak oyundan çıkmasıydı.Benim alışık olmadığım bir durum.Boum istikrarlı ve çok faydalı bir isim.Bugün bu ligde kalabildiysek bunu en çok ona borçluyuz.Umarım ciddi bir sakatlığı yoktur.
Joseph dışında bu hafta iki oyuncumuzda cezalı duruma düştü.Haftaya zorlu bir Samsun deplasmanı var.Onlarda bugün zor bir maça çıkacaklar.Kaybederlerse haftaya bizimle formalite maçına çıkarlar ki bizim için güzel bir durum olur.Bugün Kayseri karşısında kader maçlarını kazanırlarsa haftaya bizi epey zorlarlar.Umarım bugün ki sonuçlar bizim lehimize olur.Saygılarımla...

17 Mart 2012 Cumartesi

Mersin Arena Stadı...Yine Düştük Yollara

Uzun soluklu bir aradan sonra blogdaki ilk çalışmamız statla olsun istedim.Bir süredir inşaat sahasına gitmek için çalışıyordum ama hava şartları buna bir türlü imkan tanımıyordu.Bugün beklediğimiz ortam nihayet oluştu.Güzel bir hafta sonu ve harika bir hava bizi bir anda Mersin'nin yüksek tepelerine götürdü.Öğlene doğru yola çıktık ama stad yapım sahasına ancak öğleden sonra varabildik.
Burası şantiye sahasının girişi.Alternatif yollar olmadığı için bulmak çok zor.Bir kere gittiniz mi ikinciye yabancılık çekmiyorsunuz ama dediğim gibi ilk seferinde epey mücadele vermeniz gerekiyor.Hemen girişte yüklenici firmanın iş makineleri park etmiş durumda.Bir kaç gündür yağan yağmurdan dolayı çalışma duraklamış.İşçiler ve proje sahipleri bu durumdan epey şikayetçi ama Allah'ın işine karışılmıyor işte.
Hemen girişte gördüğünüz gibi stadın yapılacağı alandan yüksek gerilim hattı geçiyor.Bununla ilgili mühendisler, bu hattın de plase edileceğini belirttiler.
Bu prefabrik bina idari bina.Teknik ekip ve idari personelin masa başı çalışma binası.Daha yeni monte ediliyor.Neden bu kadar gecikildi diye sorduğumda yine aynı cevapla karşılaştım; hava şartları.
Bu prefabrikte yemekhane.Bu prefabrik binada yeni monte ediliyor.Eksikleri bir hayli fazlaydı.Çay bile içemedik :)...
Bu binamızda işçilerin yatakhanesi yani koğuşu.İçerisi boş ondan dolayı uzaktan bir görüntü yeterli dedik.
Yazımın başında dediğim yüksek gerilim hattının devamı.Bu hattın kaldırılması epey zaman alacak gibi.Bu arada bu direklerin olduğu nokta inşaat bittiğinde stadın tam ortası olacak.
En mutlu olduğum görüntülerden birisiydi.Stadın güney tarafının ilk bölümünün kazısı tamamlanmış.Yarında kuzey tarafı kazım işi başlayacak kısmet olursa.Sonrasında beton dökümü ve tribünlerin yapımı başlayacak.
Bu görüntü bir üstteki görüntünün devamı. Kazı yarım ay şeklinde yapılıyor.Nedenini bilmiyorum çünkü teknik bir konu...
Bu son görüntümüzde işçilerin koğuşunun bulunduğu en üst noktadan.Stadın yapılacağı alanın tamamı bu resimde görülebiliyor.Kuzey tarafından çektim.Arazi düz olmadığı için güney kısmı tam olarak görünmüyor.Birde sağ taraf çukur olduğu için resimde görünmemekte.Kazı çalışmaları tam olarak bittiğinde stadın kaba görüntüsü ortaya çıkacak.O hali bize daha çok şey anlatacak gibi.

İşte stadımızın son şekli bu.Yapımı için 550 günlük bir süre belirlenmişti ama bu daha kısa sürecek.En azından mühendisler ve proje sahipleri bunun garantisini sözlü olarak verdiler.Hava şartları bu haftadan sonra şartları dahada zorlaştırmayacak.Önümüzdeki ay beton zemini için tekrar ziyaret etmeyi planlıyorum.Son olaraktan biz stada Mersin Arena diyoruz ama resmi ismide henüz açıklanmadı.Yapımı kadar buda ayrı bir muamma konusu olmaz umarım.Saygılarımla.

9 Mart 2012 Cuma

Gülümse!

Yıl 1925.

Sıcağın çok çetin olduğu bir gündü.
Ağustos ortaları…
Biri bankacı, diğeri öğretmen, bir diğeri üsteğmen, diğerleri ise tüccar ve de memur toplanmışlardı yine.
Muhtemelen ya bir odada, ya da birinin mekânında, ya da kim bilir; Millet Bahçesinde! 
Bir akşamüzeri, çaylarını yudumlarken her zamanki gibi heyecanlıydılar.
İçlerinden biri; cevval ve haşin bir çıkış yaptı:
“Hani, yine boş mu konuştuk. Kuralım şu ocağı!
Bakın, çocuklar, gençler yine sokaklarda top koşturup duruyorlar.”
Bir diğeri dayanamadı ve ayağa kalktı.
“Tamam, hadi kalkın artık gidiyoruz!”
“Nereye?..”
“Şu an nereye gitmemiz gerekiyorsa oraya!”
***
O gün, çeşitli meslek gruplarından oluşan bir avuç gönüllü ayağa kalktı.
Ve aylardır konuştukları işin ciddiyetle sonuçlandırılması için gerekeni yaptılar.
Kentte hemen herkesin sevgisini kazanmış olan bu insanları bir araya getiren hikâyenin esas konusu bir kuruluş hikâyesiydi.
Bir çınarın tohumlarını ekmişlerdi.
Bu çınar, büyüdü, büyüdü, büyüdü…
Adı; Mersin İdman Yurdu oldu.
***
Mersin’de, İdman Yurdu yıllardır süregelen bir aşk hikâyesiydi.
Öyle ki, Toroslar’ın tepelerinde bu aşkın kelamı hiç eksik olmazdı.
Bu aşkın tohumları yıllar yıllar önce atılmıştı.
O tohum filizlenmiş, dal vermiş baharı görmüştü.
Mersin’de İdman Yurdu, çok sevilen bir şarkının sözleri gibiydi:
‘Belki şehre bir film gelir/Bir güzel orman olur yazılarda/Mevsim değişir Akdeniz olur/ Gülümse…’
***
İbrahim Yekta, Edip Buran, Hayri Güntekin, Hasan Tahsin ve diğerleri o gün çok mutluydular.
Sözleştiler.
Akşama sahilde balık yiyeceklerdi.
Her şey tamamdı.
Sıra aşklarının rengini belirlemeye gelmişti!
Yıl 2012.
Şubat ortaları…
O renkler, bugün Mersin’de yediden yetmişe herkesin gönlünde taht kurmuş, sokağında bayrak olmuş, dilinde bitmek bilmeyen bir aşk şarkısı olmuş.
“Gülümse… Hadi gülümse…”
Arife ÜNÜVAR

3 Mart 2012 Cumartesi

Amaç Ne? Play-Off mu? Yoksa?

Daha düne kadar düşmeme mücadelesi veriyorduk.Bugün 3 puanı aldık hemen play-off demeye başladık.Pazar günü Manisa'ya kaybedince acaba yeni gündemimiz ne olacak çok merak ediyorum.Fazla söze gerek yok.Zaten yazılacak bir şey de yok.Geçen hafta yaşanan üzücü olaylardan sonra kısa bir yazı yazmak iyidir diyelim.Eski arşivlere bakınca bazı değerlerimizi nasıl yitirmişiz daha iyi anlıyoruz.Duran Birinci abimizin dediği gibi Allah bir daha o günleri yaşatmasın.

28 Şubat 2012 Salı

Şeytanlar Grubu Orduspor Maç Organizasyonu

Şeytanlar Grubu Orduspor maçı öncesi 03.03.2012 ( 3 mart cumartesi ) saat 10:00'da Hamidiye Mahallesi'ndeki dernekte toplanıyor. Buradan stada kortej şeklinde hareket edilecektir. Takımın bu zor günlerinde yanında olacak tüm kötü gün dostlarını maça bekliyoruz. Maç öncesindeki toplantı ve yürüyüşe tüm Şeytanlar Grubunun katılması önemle rica olunur.

Aydın Demirci

26 Şubat 2012 Pazar

Çoluk Çocuk Milli Takımda! // Düzetlme Yazısı

Blog yazarlarımızdan Sevgili Onur Ertürk, işlerinden ötürü yaklaşık 3 aydır Şili'de yaşamakta.Postlarını da malumunuz üzere Şili'den yayınlıyor.Son gönderdiği post ise pazar günü yayınladığımız ''Çoluk Çocuk Milli Takımda!'' yazısı idi.Postun konusu Fenerbahçe kalecisi Volkan'ın bazı spor siteleri ve medyada çıkan açıklamaları üzerineydi.Onur Ertürk cuma günü medyayı takip edip cumartesi sabahı bana bu postu gönderdi.Aradaki zaman farkından dolayı ben bu postu pazar öğleden sonra yayına verebildim.Yayına vermeden önce Volkan'ın kişisel web sitesine baktım ama yayında değildi.Tabi bu zaman diliminde Volkan Demirel kişisel sosyal medya sayfasından bu haberi yalanlamış.Bizim burdaki hatamız sadece kişisel web sitesini değil sosyal medya sayfalarına da bakmamamız oldu.Bizim yayına verdiğimiz saat ile Volkan'ın yalanlaması arasında yaklaşık 5 saat var.Her ne olursa olsun teknik bir zamanlama hatasıda olsa biz postu yayından kaldırdık.Bununla ilgili bizi takip eden arkadaşlardan özür diliyoruz.Haber her ne kadar basında geniş bir yer bulsa da, bizim postu yayınlamadan son kez Volkan'ın kişisel sosyal medya sayfasına bakmamız gerekirdi ama bunu atlamışız.Yalan haber üzerine prim yapma gibi bir düşüncemiz asla olmamıştır.Fenerbahçeli arkadaşlardan tekrar özür diliyor ve böyle bir hatanın tekrarlanmayacağını temenni ediyoruz.

Her Maç Deplasmanda Olsa!

Deplasmanda toplanan 24 puana karşılık içerde toplanan puan; 12.
Keşke her hafta deplasmanda oynasak diyorum!
Mizah bir yana her ne hikmetse emektar stadımızda, özellikle Nurullah Hoca döneminde kazanamamak gelenek haline geldi.Allah'tan deplasmanda panter kesiliyoruz da...

Bu sezon fırtına gibi esen Galatasaray, geçen sezon 27. haftada bizim gibi 33 puandaydı ama düşme tehlikesi yoktu.Bu sezon düşme çıtası yükseldi.Yani biz 27. haftada nerdeyse düşmeme havasına büründük.Evet sezonun ilk yarısında iyi puanlar topladık ama sezonun ikinci yarısında deyim yerindeyse resmen çöktük.Bizimle aynı kaderi yaşayan Manisa ile birlikte birden potaya girdik.Biraz dikkatli olsak belki bugün bu cümleleri kurmuyor ve play off şansımızı konuşuyor olacaktık.Olmadı...

Saha içi şansızlıkların yanı sıra birde saha dışı faktörlerle uğraştık.Planlamadığımız işler çıktı karşımıza.Üst üste 6 maç kaybettik gittik tüm olumsuzluklara rağmen deplasmanda Beşiktaş'ı yendik.Geldik içerde Sivas'tan 5 yedik gittik çok formda bir Gençlerbirliği'ni deplasmanda yendik.Geldik 10 kişi ile Galatasaray karşısında beraberlik gölünü attık, yetinmeyip top yekûn hücuma çıktık kalemizde iki gol birden gördük.17. hafta bittiğinde Avrupa hesapları yaparken 27. haftada düşme tehlikesini ensemizde hissettik.Biz gerçekten enteresan bir takımız.Bu hafta Trabzonspor'u deplasmanda yendik ama cumartesi günü Ordu maçı için neler olacağını hiç birimiz kestiremiyoruz.Belki sadece biz değil hiç kimse kestiremiyordur.Sahamızda gerçekten çok istikrarsısız.

Bugün ise istikrarlı olduğumuz alanda yani bir deplasmanı daha puanla kapattık.Bu güzel galibiyetin tadını çıkaralım tabiki cumartesiye kadar!..

Son söz olaraktan, Trabzon doğumlu ve Trabzonspor'lu olduğunu beşikteki bebeğin bile bildiği Hasan Üçüncü'nün attığı hayati golü ve golün arkasından yaşadığı ve yaşattığı duygu, bize kaybettiğimiz bir değeri tekrar hatırlatır.Umarım...

Hasan DOĞAN

23 Şubat 2012 Perşembe

Ne Yeriydi Ne De Zamanı!

MERSİN İDMAN YURDU;

Ziraat Bankası memuru İbrahim Yekta, Numune Mektebi öğretmeni İbrahim Bigam, Tahmil Tahliye memuru Edip Buran, memur İhsan Dağıstan, 23. Alay yaveri Üstteğmen Hasan Tahsin, ticarethane sahibi Hamit Abey, tüccar Hakkı Cemal Üçer, tüccar Hayri Güntekin, gümrük memuru Rauf Süleymaniyeli, gümrük memuru Sami İstanbullu, posta memuru Semih Can, tüccar Ömer Cevdet Türkmenelili, iskele memuru Asım Güler, tüccar Fevzi Serdengeçti, vapur kumpanyası sahibi Kazım Kırzade, Ticaret Odası memuru Lütfi Resimci, tüccar Muhammer Yeğin, 23. Alay İşae Subayı Mustafa Lütfü, Muhasip Muhip Batıbeki ve Gümrük memuru Necati Salim tarafından 16 Ağustos 1925 Perşembe günü kuruldu.

Dün ise bu kulübü kuran O ''Değerli'' insanların her birinin kemikleri sızladı adeta...
Sebebi ise tamamen duygusal...

86 yıllık dev bir çınardır...Mersin İdman Yurdu!
Geldiği nokta ise gerçekten çok üzücü.
Bazen şu Süperlige keşke çıkmasaydık diyorum.Alt liglerde kalsak belki bu kadar derinden yaralanmazdık.
Biz son 10 senede çok şey gördük.Birçok kez son maçlarda kaybettik, bir çok kez son maçlarda kazandık.Ligden düştük, şampiyon olduk.Sevindik, çoştuk, ağladık, hüzünlendik, biber gazı yedik, dayak yedik, yağmur yedik, üşüdük, ıslandık yaşanacak bir çok manevi duyguyu biz bu kulüple yaşadık ama hiçbir zaman dün kü olaylar kadar derinden yaralanmadık.

Her ne kadar haklı olursanız olun, zamanlamanız ve bulunduğunuz ortam yanlıştı.Hafta sonunda oynayacağımız çok önemli bir maç öncesi ve de tüm medyanın gözü bizim üstümüzde iken yapmayacaktınız bu eylemi.Hele ki karşınızda böyle bir protokol varken.

Hanginiz aç kaldı da dilenmeye çıktı?
Kimin parası kaldı ki bu kulüpte?
Eylemde başı çekenlere bir bakalım...Nobre, İbrahim Kaş ve Zurita.
Hepsi bu takıma geleli 1 yıl bile olmamış.
Sadece onlar mı?
Mustafa Keçeli, Beto, Çağdaş, Erhan Güven, Hakan Arıkan, Sehic, Erdal Kılıçaslan...
Hangisi bu takımın geleneklerini öğrenmiş ki?
Hangisi bu Arma'ya gerçekten sevdalanmış ki?
Nobre değil miydi devre arası yuvasını özleyip te gitmek için can atan.
Hadi Fenerbahçe'ye gittiğinde parasını alamayınca böyle bir eylem yapsında göreyim.
Sadece Nobre değil hiç bir futbolcu İstanbul takımlarında iken böyle bir eyleme kalkışabilir mi?
Sadece Mersin İdman Yurdu'nda değil bir çok kulüpte ödeme zorluğu var.
Kabul etmek gerekir ki futbolcularda haklıdır.
Ama bunu başka bir şekilde başka bir zamanda yapmalıydılar.
Galatasaray zamanında Avrupa Şampiyonu olduğunda kaç futbolcuna ödeme yapabiliyordu ki.
Sadece Galatasaray değil bir çok kulüp zamanında ödemelerde sıkıntı yaşadı.Yaşayabilirde.Normaldir.

Dün yaptığınız eylem sanmayın ki Ali Kahramanlı, Vali, Belediye Başkanı yada bir başka yöneticiye karşıdır.Dün yaptığınız eylem Mersin İdman Yurdu'na karşıdır.86 yıllık bir kulübe karşıdır.Başkanda, yönetimde, valide, belediye başkanıda, futbolcuda, teknik direktörde gelir geçer ama Mersin İdman Yurdu her daim yerinde kalır.Yöneticisinden taraftarına, teknik direktöründen malzemecisine kadar kimsenin kendisini bu kulüpten daha büyük görme lüksü yoktur.Bu kulübe mensup her birey attığı adımı hesaplayarak atmalıdır.Yaptığı hareketleri, yaşadığı hayatı bile bu kulübe yakışır şekilde yaşamalıdır.Kimsenin Mersin İdman Yurdu'nu basına malzeme yapmaya hakkıda yoktur.

Şimdi asıl olay ise, yönetimin bu ayıbı nasıl temizleyeceğidir.Acaba yönetim üstüne düşeni yapabilecek midir?
Sezon başındaki bilet politikasından sonra u dönüşü yaptıkları gibi acaba yine u dönüşü yaparlar mı?

Boykotun Perde Arkası

Herkes biliyordu, futbolcu isyandaydı..
Mersin  İdman Yurdlu futbolcular Vali Hasan Basri Güzeloğlu’nun tesisleri ziyaretinde uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir eyleme imza attı. Kulüpten 4 milyon 700 bin lira alacakları olan futbolcular Kulüp Başkanı Ali Kahramanlı’nın konuşması sırasında salonu terk etti. Futbolcuların bu eylemi hem Vali, hem Kulüp Başkan ve yöneticileri hem de Teknik Direktör Nurullah Sağlam tarafından büyük tepki topladı.
Her şey öğleden sonra Vali Hasan Basri Güzeloğlu ve Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan’ın  Mersin İdman Yurdu’nun antrenman yaptıkları Macit Özcan Spor Kompleksini ziyaret etmesiyle başladı.Vali Hasan Basri Güzeloğlu Trabzonspor maçı öncesi Kulüp Başkanı Ali Kahramanlı , yönetim kurulu üyeleri, teknik heyet ve futbolcuların hazır bulunduğu toplantıda bir araya geldi.. Basın mensuplarının da yoğun ilgi gösterdiği toplantıda bir konuşma yapan Kulüp Başkanı Ali Kahramanlı, takımın mali sıkıntıları ile ilgili Vali ve Belediye Başkanı’na bilgi verdi. Kahramanlı, “ Bugüne kadar takımımızın tüm mali külfeti üzerimizdeydi. Oyuncularımızı bu konuda çok fazla mağdur etmedik. Şu anda futbolcularımıza toplam 4.7 milyon borcumuz bulunmakta. Mersin İdman Yurdu bunun altından kalkamayacak bir kulüp değil. El birliği ile en kısa sürede futbolcularımıza olan borcumuzu ödeyeceğiz. Biz ödemezsek bu ilin Bakan’ı, Valisi, Belediye Başkanı öder. Kimsenin bizden alacağı kalmaz.” Şeklinde konuşurken salonda hazır bulunan futbolcular bir anda ayağa kalkıp toplantıyı terk etti. Vali, Belediye Başkanı ve Kulüp yöneticilerinin  şaşkın bakışları arasında salonu terk eden futbolcuların alacaklarının ödenmesi  ile ilgili protesto gösterisi yaptıkları ortaya çıktı.

Futbolcuların yaptığı eylem sonrasında Büyükşehir Belediye Başkanı ve Vali Hasan Basri Güzeloğlu olayın şokunu yaşarken, bu sorunun en kısa sürede halledileceğini ve herkesin sağduyulu olması gerektiğini söylemekle yetindiler.
Toplantının bitişi ile birlikte Macit Özcan Spor kompleksinin idari binasında toplanan yöneticiler yaşanan krizi değerlendiren kısa bir toplantı gerçekleştirdi. Vali Hasan Basri Güzeloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, Kulüp yöneticileri ve Teknik direktör Nurullah Sağlam’ın bulunduğu kriz toplantısından ilk olarak Teknik Direktör Nurullah Sağlam çıktı. Sağlam’ın oldukça sinirli olduğu gözükürken basın mensuplarına açıklama yapacağı sırada, diğer yöneticiler tarafından yeniden toplantıya çağrılması dikkatleri çekti.

Sağlam’ın ardından kriz toplantısından çıkan Kulüp Başkanı Ali Kahramanlı ise, futbolcuların yaptığına bir anlam veremediğini ve en kısa sürede bu durumu düzelteceklerini söyledi. Kahramanlı, “ Şu an bizde şaşkınlık içindeyiz. Bu eylem futbolcularımıza hiç yakışmadı. Biz kendilerine alacaklarının ödeneceğini söylememize rağmen bu tavırlarını anlamak mümkün değil. Kimsenin bizde parası kalmaz. Ortadaki borç miktarı bellidir.Bu sıkıntıyı da çözeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Futbolcularımızla görüşeceğiz.” Şeklinde konuştu.
  
Kulüp Başkanı Ali Kahramanlı’nın ardından toplantıdan çıkan Vali Hasan Basri Güzeloğlu’nun Macit Özcan Spor Kompleksini sinirli bir şekilde terk etmesi dikkat çekti.  Vali Güzeloğlu’nun ardından basın mensuplarına kısa bir bilgi veren Teknik Direktör Nurullah Sağlam, “ Bu durumda ne denir bilemiyorum.  Şaşkınlık içindeyim. Yapılan hareketi kesinlikle tasvip etmiyorum.” Şeklinde konuştu.

http://www.mersinidmanyurdu.com


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 

Kırmızı Şeytanlar Copyright © 2011 -- Template created by O Pregador -- Powered by Blogger